Sarının beyaza yakın bir renk olduğunu ve kırmızının daha baskın bir renk olduğunu söylemişsin, ki doğrudur. Bu konu bazen benim de kafamı kurcalıyor. Fakat bu olay biraz renklerin tonuna da bağlı. Kullandığımız sarı ve kırmızı tonları, az da olsa koyu tonlarda olduğu için beyazın yanında pek sırıtmıyor (daha doğrusu sarı, beyaz rengin altında kalmıyor). Kanıt olarak, 2008-2009 sezonunda giydiğimiz beyaz formayı gösterebilirim. Formadaki sarı-kırmızı şeritteki sarı renk, uzakta bile kendini belli ediyordu.
Ek olarak, renkler 2 parçaya bölündüğü ve kırmızının ön plana çıktığı için forma bütünlüğünü bozduğunu söylemişsin. Katılmıyorum, çünkü bizim klasik parçalımız 2 değil, 8 parçalıdır. Galatasaray sarısı da koyu bir sarı tonu olduğu için formanın kırmızı altında kaybolacağını söyleyemeyiz. Siyah şort konusunda katılıyorum, hatta bazen "neden zamanında siyah yerine beyaz şortu klasik olarak seçmişiz" demeden edemiyorum.
Çubukluya gelince; çubuklu formanın tarihimizde önemli bir yeri olduğu doğrudur. Fakat iç saha forması olarak giyilmemesi taraftarıyım. Çünkü bu takımın bir forma kültürü var. Çubuklu Avrupa maçları için üretilmeli ve sadece bu maçlarda giyilmeli diye düşünüyorum.
Renklerin parlak ve canlı yapılması konusuna gelince; bundan kastın renk tonlarını açmak veya koyulaştırmak mı? Eğer açmak ise, sarının tonu daha açık olacağından, kırmızının tonu ne kadar açık olursa olsun sarı, kırmızının altında kaybolmaz ve dediğiniz gibi forma bütünlüğünü bozmaz mı?
Eğer koyulaştırmak ise; sarı, turuncuya; kırmızı ise bordoya çok yakın bir ton alacağından beyaz şort formada biraz fazla sırıtmaz mı?
Bu konuda sana kesinlikle katılmıyorum, renk tonlarının değişmemesi taraftarıyım.