Ben söyleyince Nike düşmanı olarak itham ediyorum, oysaki günlük hayatta Nike adidas'tan daha çok tercih ettiğim bir markadır; Nike'ın sadelik ve basitlik anlayışı her sene aynı tarz forma yapılmasının önüne geçiyor bana göre. Tabiki Avrupa'nın yüz yıl mazisi olan, dünya çapında tanınan kulüpleriyle boy ölçüşemeyiz ama yıllardır belirli formalarda akla kazınmış takımlara bile ilginç şeyler yapıyorlar. Mesela Internazionale çubuklu formasıyla bilinir ama geçtiğimiz sezon mantıken çubuklu olan ama aslında çubuklu olmayan bir forma yaptılar. Neden? Satışlar düşüyor. İki sezon üst üste sen bir takıma aynı formayı çok küçük detayları değiştirerek satarsan adam "E bende bunun aynısı var zaten neden alayım ki?" der. Bunu Internazionale gibi, Barcelona gibi kulüplere bile uyguladıklarına göre Galatasaray'a da uygulamaları çok garip gelmiyor bana.
Nike ilk sezonunda Galatasaray'a birbirinden kötü, en fazla Anadolu takımlarının giyebileceği kalibrede formalar yaptı, kabul edilebilir çünkü çok kısıtlı bir süre vardı tasarım, üretim ve satışa sunum aşamasında. İkinci sezonunda benim kriterlerime göre acayip yakışıklı olan bir polo yakalı forma yaptılar, renk tonu olarak da, duruş olarak da muazzam formaydı; deplasman forması yani beyaz forma yine renk ve tasarım açısından katalog da olsa mükemmel duruyordu, kırmızı forma da parçalı kültürüne mükemmel bir selamdı. Üçüncü sezonunda tek falsosu bisiklet yakası olan Galatasaray'ın gerçek parçalı formasını yaptılar, ki bunda tüm Galatasaraylılar hemfikirdir, gerçekten üst düzey bir formaydı. Siyah forma tam anlamıyla bir alternatif formaydı ve turuncuyla bütünleşerek yine üst düzey bir tasarımdı. Kırmızı forma da parçalı varken gereksiz ama gerçekten yine yakışıklı bir formaydı. Gelelim geçtiğimiz sezona, 4. sezonunda Nike Galatasaray'a mantıken parçalı ama görünüşte çubuklu bir forma yaptı. Üstündeki desenler 45 derece kadar kaydırılsa yine parçalı formaya ulaşılıyor en nihayetinde, yanlış yerden parçalanmış sadece
Bu formanın bana göre en özel yani Galatasaray'a özel tasarlanmış olmasıydı. Yani geçen 3 sezonda da kalıpların boyanmasıyla elde edilmiş formalar vardı ama bu geçtiğimiz sezonda tasarlanan forma yalnızca ve yalnızca Galatasaray'a özeldi. Deplasman forması haddinden fazla sade olmasına rağmen Galatasaray tarihinde yeri olan başarılı bir formaydı, bence v yaka olsa çok daha güzel dururdu. Belki önüne de belli belirsiz bir desen yapılsa gerçekten üst düzey kabul edilirdi. Mor forma başlı başına bir sanat eseri, ona hiç dokunmayacağım. Yalnızca öndeki sponsor turuncu olsa çok daha güzel olacaktı ama muhtemelen turuncu sponsor baskısı hiç üretilmemiş.
Şimdi bu bilgileri neden yazdım bu kadar uzun, zaten hepiniz biliyorsunuz bunları. Nike her zaman sade ve basit formalar yapmaya çalışıyor, aşırıya kaçmadan. Kalıplarının kesimleri de, dikiş noktaları da öyle olağan dışı şeyler değil. Galatasaray'ın rekor forma satışı 2012-2013 ve 2013-2014'te oldu yanılmıyorsam. 2012-2013'te 450.000 barajının aşıldığından eminim, 2013-2014'te de parçalının deli gibi sattığını biliyorum. Yani çoğu Galatasaray taraftarının, en azından forma almaya maddi gücü yeten Galatasaray taraftarının evinde minimum 1 adet mükemmel parçalılar var. Marketing burada devreye girdi, "Ulan bu adamların hepsine parçalı forma sattık, Galatasaray'ın kıstaslarında en iyi parçalıyı da yaptık, bu sezon farklı bir şey yapalım ki satsın" mantığıyla bu sezonki formalar çıktı. Yine belirtiyorum, tasarım olarak gerçekten çok güzel formalar. Ne kadar sattı, getirisi ne oldu hiç bilmiyorum ama Nike marketing çalışmasının birinci aşamasını burada tamamladı. Şimdi gelecek sezon muhtemelen Utkan'ın tasarladığı gibi, parçalı diyince forma konusunda bilgisi olmayan insanın bile aklına gelecek bir parçalı forma çıkacak. Parçalı mı? Parçalı. Marketing'in ikinci aşaması da burada devreye girecek. "Yav geçen sene forma almadım, hadi çubukluydu öyleydi böyleydi de, şampiyon olduk, 4 yıldızlı, e parçalı da, ben en iyisi forma alayım." diyecek taraftar. Yani hem geçen sezon forma almadığı için pişmanlık duyarak forma alacak, hem de beklentiyi karşıladığı ve 4 yıldızlı olduğu için forma alacak, yani iki farklı kriter insanları forma almaya sevk edecek. Bir de her sezon forma alan taraftarlar var, üç potaya da forma satarak hem Nike kazanacak hem Galatasaray'a kazandıracak.
Çok uzattım lafı, kısaca şöyle diyeyim: Sürekli birbirinin aynısı formalar yaparsanız taraftar almaz, Internazionale gibi, Barcelona gibi forma almak konusunda her daim başarılı taraftarları olan takımlara bile böyle değişiklikler yaparken, olağanüstü bir durum olmadıkça 300.000 barajını zar zor aşan Galatasaray'a böyle değişiklikler yapmaları çok makul. Her sene aynı parçalıyla biraz oynayarak yeni forma diye satsa, bu sefer hem satışlar düşer hem de "Nike bizle ilgilenmiyor, istemezük" diye kazan kaldırır taraftarlar.
@GS_GS Fenerbahçe'ye de değinmiş, ben de değineyim. Ben her taraftar gibi hayatının akışını takımına göre düzenleyen bir Fenerbahçeliyim. İki sezondur yani İstanbul'a taşındığımdan beri kaçırdığım maç sayısı 10 falandır, Okul Açık Tribünü K Blok Sıra 4 Koltuk 11'de kombinem var, (maça gelen olursa çay ısmarlarım :d) belki izlediğiniz belki izlemediğiniz ama mutlaka duyduğunuz 3000-4000 kişiye oynanan bu sezonki Türkiye Kupası maçlarında bile stattaydım. İlk formamı 1999 yılında almıştım daha doğrusu hediye gelmişti, Bursalı olduğumdan dolayı birçok akraba, eş dost tekstilci, çubuklu bir Galatasaray formasıydı arkasında 10 numara Ozan yazıyordu. İlk Fenerbahçe formamı alışım ve giyişim 2001 yılına tekabül ediyor, üzerinde Telsim reklamı olan bir çubuklu formaydı. Ertesi sezon da Ariel Ortega'nın gelişi sebebiyle büyük indirimlerle satılan çubuklu forma seti almıştım, konç ve şortlar da dahil. (Zafer Plaza'da öyle gezerken fotoğrafım var, sanki maça çıkacağım :d) Yine aynı sezon adı kendinden daha büyük 6-0'lık maçta Tuncay'ın giydiği forma hediye gelmişti. Ondan sonra aldığım ilk forma yüzüncü yıl çift taraflı forması, hemen arkasından 2007-2008 beyaz forması, onun arkasından 2009-2010 antrasit forması. Her sezon bir forma alıyordum ama bir düzen içerisinde değil, Saracoğlu'nda maça gittikçe. O da yılda 1-2 kere oluyordu zaten. Bu biraz değişik bir kültür aslında. Birincisi birbirine aslında pek de benzemeyen formalar çıkıyor her sezon, ikincisi de insan ilginç olarak almak zorunda hissediyor kendini, sanki yemin etmişsin gibi. Ben tribünde Bursalı tanıdıklarla oturuyorum mesela, hepsinde yeni sezon forması, etrafıma bakıyorum en eski forma 2008'den falan. Dediğim gibi farklı bir düşünce yapısı bu, neden bilmem. Şu anda 71 tane Fenerbahçe formam var, kendi çapımda iyi bir koleksiyonerim.
Beyler çok uzattım ya, canım yazmak istedi galiba.